13 Ocak 2010 Çarşamba

Duvarların paramparça suretinde, ışık mı kırılıyor, ben mi büyüyorum bilemediğim zamanlara, gökyüzünden ölü kuşlar düşüyor.
Yağdıkça yağmur, ıslandıkça toprak, yalnızlığıma küfür ediyorum.
Beni duyan deniz dalga geçiyor ve sandalında balıkçının oltasına takılan balıklar dil çıkarıyor.
Kaç yalnızlık daha gerekecek bir an önce çoğaltmaya insanlığımı bilemiyorum.
Kırıldığım çoktur ama parçalarımı toparlayamıyorum.
Hikaye anlatıyorlar... Herkes bildiğini, bilmek istediğini, olmak istediğini, kıskandığını anlatıyor... Dinleyemiyorum.
Kara kediler öpüyor yalnızlığımı, kuşlar sevişiyor, ezan okunuyor, bir yerde gülenler, bir yerde ağlayanlar oluyor.
Bilmediğim zamanlara yağmur yağıyor... Ben küfrediyorum!

1 yorum:

zeynep dedi ki...

Senin yalnızlığını öpen kara kediyi yerim (yani geceyi)
Düzenli yaz arkadaşım, keyif veriyorsun...